Metro Sıçanı – New York mektupları

Rayların arasında aranıp duruyor. Hayatında güneş ışığı hiç olmadı fakat yaşadığı yer hep aydınlık. Zaman kavramını yaratan güneşin hareketleri değil, trenlerin ritmik geliş gidişleri ve raylardaki titreşimler. Burada zamanı yitirmek ölümcül olabilir, tren tekeri altında can vermek işten bile değil. Yaşam duvardaki kovuk ile rayların arasında gidip gelen yiyecek arayışı içinde sürüp, sonlanıyor. Yaşamın kaynağı […]

Devamını oku

Niye Yaptık?

Çocukluk yıllarına dönüyor, ormanın oyun alanı ve keşiflere rehber olduğu günlere… Ormanın içindeki patikalarda gezinirken, yıkılmış dev bir göknarın kökünden fırlayan iki sincap gördü. Nereden çıktıklarını anlamak için ilerledi. Ne görsün? Kökün içi tamamen oyuk, aynen bir fıçı gibi. İçi mis gibi çürümüş odun kokuyordu. Yosunlar kaplamış iç duvarlarını, yumuşacık dibi.  İçine atladı, saklandı, burası […]

Devamını oku

Çağın Farkında Olmak!

Öyle zamanlar vardır ki büyük değişikliklere gebedir. Sanki zamanın döngüsü kendi yükü altında ezilir. O gerginliği hissedenler önümüzde açılmaya başlayan geleceğin nereye gideceğinden endişelidir. Çünkü o gelecek olumlu bir dünya yaratabilecekken bir hızlı çöküşe doğru da gidebilir. İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünya kaynaklarının paylaşımı üzerine gelişen hızlı değişim sırasında biliyoruz ki, Alman halkının büyük çoğunluğu […]

Devamını oku

İştah ve İhtiras

İnsanın her geçen gün dünyayı tükettiğinin ve bunun sonucunda iklimlerin dahi değiştiğinin farkındayız herhalde…  Sözde vicdanlı ve ahlaklı bir canlı olarak insanın, yani bizim, gezegenin tarihinde görülmemiş bir biyolojik soykırıma neden olduğumuzun da artık farkındayız herhalde… Git gide yayılıp doğayı ve tarım alanlarını yuttuğumuzun ve bu hızla devam edersek aç ve susuz kalacağımızın da artık […]

Devamını oku