Eskiden denizler sadece maviydi, o derin maviliğe baktığımızda dalıp giderdik. Şimdi denizlere baktığımızda gökkuşağı gibi parlak renkli birikintiler var. Petrol ve kimyasal atıklar birikerek bu birikintileri oluştururuyor. Şanslıyız ki hâlâ denizi masmavi yerler var. Ne kadar daha öyle kalacaklar bilmiyoruz. Mevcut ekonomi doğayı zehirlemek üzerine kurulu. Çevreyi temizlemenin ekonomik maliyeti kirletmekten fazla. Değiştirmemizin vakti çoktan geldi de geçiyor bile.
Ne kadar zehir, o kadar vergi! Zehirden ve zehir üretiminden alınan vergiler sağlık masraflarını karşılamaya yeter mi? Kaybettiğimiz sağlığımızın ve kısalan yaşamlarımızın bedeli ne? Çocuklarımızın ve torunlarımızın çekeceği acılara kaç dolar bedel biçersiniz? Biçilen değer git gide artıyor. Bir varil petrolün fiyatı 110 doları geçti. Varil varil petrol ekonomiyi ateşliyor. Yakılan varillerce petrol sadece atmosferi kirletip iklimleri değiştirmiyor, üretim zincirinde fabrikalardan çıkan varillerce zehirli atık dünyamızı ve bizi zehirliyor.
Zehirli Kimyasallar Her Yerde
Ağustos 1988, Karadeniz sahilleri. Kumsalda ayağımıza zift gibi bulaşan ham petrol kalıntılarına tam alışmıştık ki, dalgalara kapılmış variller vurdu kıyıya. Merakla açtık ki, bir de ne görelim; kurukafa işaretleri ve İtalyanca yazılar vardı üstünde… Yetkililer gelinceye dek oynadık kanserojen maddelerle. Sonunda 337 zehirli varili depoladılar. Sinop ve İtalyan hükümetini razı edemedik, ne depoladıklarımızı almaya ne de denizin dibindeki 3000 varili temizlemeye. Bir gün, baskılara dayanamayan Çevre ve Orman Bakanlığı aldı, götürdü varilleri. Geride zehirli depolar ve zehirli toprak kaldı. Götürülen zehirli varillerin sonu meçhul.
7 Nisan 2006, Tuzla, İstanbul. Orhanlı beldesindeki boş bir arazide toprağa gömülü 1000 kadar zehirli varil bulundu. İçinde ilaç atıkları olduğu belirlenen varillerde kanserojen madde tespit edildi. Toprağa temas ettiği kesinleşen kanserojen maddenin suya da karışmış olmasından endişe ediliyor. Bulunan zehirli varilleri bertaraf etmenin maliyeti ise 1 milyon dolardan fazla, yani bir varilin bedeli, sana bana 1000 dolar. Ya suları temizlemenin, kansere yakalananların tedavisinin ve kaybolan yaşamların bedeli ne?
16 Aralık 2007, Gebze, Kocaeli. Dükkânların önüne bırakılan zehirli varillerden yayılan kötü koku insanları paniğe sürükledi. İçinde kanserojen madde bulunduğundan endişe edilen variller emniyet kordonuna alındı. Örnekler analize gönderildi.
90’lı yıllardan beri Ergene Havzası’ndaki sanayi atıklarının sebep olduğu su kirliliği giderek arttı. Yaz aylarında yaşanan koku nedeniyle köylerde yaşam zorlaştı. TUİK istatistiklerine göre bölgede yaşayanlarının %23’ünün kanser sebebiyle hayatını kaybediyor. Köy halkının büyük çoğunluğu çevre kirliliği sebebiyle göç etmek zorunda kalıyor.
Geçtiğimiz ay, yani Haziran 2022, İliç, Erzincan. Altın Maden sahasında siyanür sızıntısı oldu. Siyanürün Fırat, Keban ve Munzur Nehirleri’ne karışmış olmasından endişe ediliyor.
Dün, bugün, yarın, karanlık bir gecede, bize çok yakın bir yerde. Karanlık yüzler toprağı kazıyor. Variller yuvarlanıyor, çukura düşüyor. Farları kapalı kamyon, egzozundan kara dumanlar saçarak karanlığın içinde kayboluyor. Aysız bir gecede boru patlıyor zehirli sular derelere karışıyor… müsilajdan balıklar boğuluyor, yağ dokularında kalıcı organik kirleticiler birikiyor, mikro plastikler dokulara sızıyor.
Çözüm: Döngülere Dayalı Sanayi
Türkiye’de yılda 2 milyon ton zehirli atık üretiliyor. Tehlikeli atıkları sözüm ona zararsız hale getirebilen bir tesis var ve yıllık kapasitesi 60 bin ton. Her gün bir başka ıssız yere atılan zehirli variller bizim ve çocuklarımızın sağlığını, geleceğini tehdit ediyor. Çözüm, zehirli atıkları sözüm ona yok ederken bacasından kalıcı organik kirleticiler saçan tesisten 30 tane daha yapmak da değil!
Atık borsaları yoluyla, her atığın başka bir endüstrinin girdisi olduğu döngülere dayalı sanayiler kurmak. Başka bir çözüm de enerji ve madde verimliliğine dayalı, yenilenebilir enerjilerle dönen akılcı sanayi politikaları. Bu alanda yapılan çalışmalar her geçen gün artıyor. Döngüsel ekonomi çerçevesinde endüstriyel simbiyozis uygulamasıyla 2 ya da daha fazla endüstriyel tesis bir araya gelerek birbirinin yan ürünlerini yeni ürünler üretmek için kullanıyor. Türetim ekonomisi ile hem küçük işletmeler hem de bireyler için döngüsel ekonomi uygulamaları amaçlanıyor. Döngülere dayalı sanayi sistemleri örnekleri Türkiye’de de uygulamaya geçmeye başladı.
SKD (İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği) iş dünyasının sürdürülebilir kalkınma konusundaki farkındalığını ve etkisini artırmaya çalışan derneklerden. Bu çerçevede benimsediği odak alanlarından biri sanayide döngüsel ekonomiyi sağlamak. Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’nu kurarak döngüsel ekonomi uygulamalarının artması için eğitimler ve projeler yürütüyor.
Turkey Materials Marketplace bir şirketin atığının başka bir şirketin hammaddesine dönüşmesi için ortam sağlayan online platform. Turkey Materials Marketplace aracılığıyla gerçekleştirilen endüstriyel simbiyoz uygulamalarından biri PepsiCo’nun Aromsa’nın 20 tonluk gıda atığını biyo-enerjiye dönüştürmesi.
Bu yıl, Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde Döngüsel Ekonomi ve Endüstriyel Simbiyozu geliştirmek için yeni bir projeye başlıyor. Bölgedeki 22 firma ile birlikte pilot çalışmalar yapılarak döngüsel ekonomiye geçiş için yol haritası çizmek amaçlanıyor.
Good4Trust.org’da da türetim ekonomisi ile döngüsel bir sisteme geçiş yaptık. Türetim ekonomisinde, ihtiyaç sahiplerine gıda vermek (gıda bankacılığı sistemi) için bir süpermarket inşa eden bir STK, yararlanıcılara sağladığı market poşetlerini, organik pamuklu poşetler üreten bir sosyal girişimden satın alabilir. Bir türetici, organik – adil ticaret gömleklerini yıkamak için atık küllerden elde edilen, sentetik olamayan kül suyu satın alır. Kül suyu üreticisi, külünü organik ata yadigarı buğday ekmeği fırınından alır, vb. İşte makro düzeyde döngüsel ekonomi bu şekilde, bir orman haline gelene kadar her seferinde bir bağlantı, bir ilişki ile kurulur.
Çoluk çocuğumuzun geleceği, gezegendeki canlıların yaşamı için sanayi kuruluşlarına ve büyük şirketle sesleniyoruz: Hodri meydan!